HaberleTV Yorumu: Bose-Einstein yoğunlaşmasındaki maddenin dört hali belki de en gizemlisidir. Üstelik, gazların, sıvıların, katıların ve plazmaların üzerine yüzyıllar boyunca değil on yıllar boyunca odaklanıldı. Aslında bu sebeptendir ki; laboratuvarlarda 1990lara kadar Bose-Einstein yoğunlaşması söz konusu olmadı. Peki nedir bu kavram? Cevabı yazıda…
Bose-Einstein yoğunlaşması bir grup sıfır derecede soğutulması prensibine dayanıyor. Atomlar gereken dereceye ulaştıkları zaman hareket etmeye başlıyor. Aynı anda, atomlar bir küme haline bir araya geliyor ve aynı enerji basamağına yerleşiyor. Ardından atomlar benzer hale geliyor.
Fiziksel Açıdan Aynıymış Gibi
Bose-Einstein yoğunlaşmasının son aşamalarında bir araya gelen atomlar fiziksel anlamda gözlemlendiğinde bir taneymiş gibi görünüyor. Bu yoğunlaşmayı başlatmak için ise ilk aşamada dağınık bir gaz bulutu gerekiyor. Genelde bu deney için rubidyum atomlarıyla yola çıkılıyor. Bu atomlar lazer yardımıyla soğutuluyor aynı zamanda ışın kullanılarak da atomların enerjisi alınıyor. Ardından atomlar tekrar ama bu kez buharlaşacak şekilde soğutuluyor.
Bose-Einstein kondenslerinde, madde bir dalga ve bir parçacık gibi davranır.
Teorinin Keşfi
Bose-Einstein yoğunlaşmasının ilk aımları 1894 ve 1974 yılları arasında yaşayan Hintli fizikçi Satyendra Nath Bose tarafından atıldı. Bose kuantum mekaniğinin istatiksel problemleriyle uğraşırken bu yoğunlaşma deneyine dair fikirlerini Einstein’a iletti. Einstein bu fikirleri yayımlanması gerekecek kadar önemli buldu.
Einstein İncelemeye Karar Verdi
Einstein, Bose’un fikirlerini incelemeye karar verdi. Böylelikle sonraki yıllarda ‘’Bose-Einstein statiği’’ olarak bilinecek olan kavramın da adımlarını atmış oldu. Öyle ki, bu kavram hem ışığa hem de atomlara uygulanacaktı.